İnsanı ilk sayfasından alıp son sayfasına savuran sarsıcı
bir roman. 5 yaşına yeni basmış bir çocuk ve annesi, kimliği belirsiz biri
tarafından tamamen yalıtılmış bir odada yıllardır hapis tutulmaktadır.
Çocuk o odada doğmuş, o yaşa kadar o odada kalmıştır, o çocuk için evren
Oda'dan oluşmaktadır. Yaşlı Nick diye seslendikleri o zalim adam,
yemeklerini getirir, ihtiyaçlarını giderir ve arada bir gelip Anne'yle
birlikte Yatak'ı gıcırdatır. Yaşlı Nick'in geldiği geceler Jack Dolap'ta
uyur ve gıcırtıları sayar. Günler böyle geçip gider. Umutsuz bir
bekleyiş, çaresizlik, kapana sıkışmış genç bir kadın ve Güneş'i
gerçekten görmemiş bir çocuk. Az çok özetlemeye çalıştığım bu etkileyici
öykü, Jack'in o sıradışı zihninden anlatılır.
İlk bir kaç sayfa, 5 yaşındaki Jack'in ifadelerine alışana
kadar zor geçiyor ama sonra müthiş bir hız ve merakla romanı bitiriyorsunuz.
Romanın dili çok güzel ve çevirisi harika: Gül
Çağalı Güven çok yetkin bir çeviri yapmış. Yaşı 5 olan bir anlatıcının
ifadelerine alışkın olmayan Türk okuyucusu, başlangıçta bu farklı ifadeleri
çevirmenin hatasına bağlıyor ama romanın içine girdikçe çevirmenin iyi bir iş
çıkardığını anlıyor/anlamalı.
Özellikle odadaki nesnelerin tamamının büyük harfle
başlaması çok zekice bir buluş. Odadaki her şey Jack için cins olamayacak kadar
nadide çünkü. Kitabın kurgusu kuvvetli, olaylar sarkmıyor, yaşananlar mantıksız
durmuyor, sıkmıyor. Yıllarca tek bir odada kilitli yaşamanın tahmin
edemediğimiz sonuçlarını yazar müthiş bir hassasiyetle aktarıyor, kitap beni en
çok bu noktada vurdu. Dünya Jack'in ağzından o kadar naif ve farklı bir bakışla
aktarılıyor ki başka bir romanda etkili durmayan sözcükler, bu kitapta kocaman
bir etki yaratıyor:
"Anne de Tank'la oynuyor ama çok uzun sürmüyor. Her şeyden çabuk sıkılıyor, bu yetişkin olmasından gelen bir şey." (s. 48)
"ama ağlamam sözcüklerimi eritiyor, duyamıyorum sözcüklerimi." (s. 145)
"esaret yeni bir icat değil." (s. 216)
"Başımı musluğa çarpıyorum. 'Dikkat et.' neden kişiler ancak acıdıktan sonra söylüyolar bunu?" (s. 258)
Romanı okumayı düşünenler için kati not: Kesinlikle ve kesinlikle internetteki kitaba dair yorumları ve arka kapağı okumayın, çünkü müthiş bir spoiler barındırıyor yorumların çoğu ve arka kapak.
"Anne de Tank'la oynuyor ama çok uzun sürmüyor. Her şeyden çabuk sıkılıyor, bu yetişkin olmasından gelen bir şey." (s. 48)
"ama ağlamam sözcüklerimi eritiyor, duyamıyorum sözcüklerimi." (s. 145)
"esaret yeni bir icat değil." (s. 216)
"Başımı musluğa çarpıyorum. 'Dikkat et.' neden kişiler ancak acıdıktan sonra söylüyolar bunu?" (s. 258)
Romanı okumayı düşünenler için kati not: Kesinlikle ve kesinlikle internetteki kitaba dair yorumları ve arka kapağı okumayın, çünkü müthiş bir spoiler barındırıyor yorumların çoğu ve arka kapak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder