Yıldızları sayabileceğimiz kadar
Berrak bir gecede
Yüce bir dağın zirvesinde
Karşılaşırlar bir Şahin’le bir Serçe.
Serçe zirveye bin bir zorlukla
Kendini parçalayarak ulaşır,
Fakat zaten hakkıdır Şahin’in
Bütün zirveler.
Sonra bakarlar uzun uzun
Birbirlerinin gözlerine
Sanki her biri diğerinin ruhunu görür gibi.
Ne nefret vardır ne gurur
O iri ve güzel gözlerinde Şahin’in.
Mütevazı ve sevgi dolu bir yaşamın
Pırıltısıdır gözlerini bürüyen.
Serçe kaybolmuşçasına bakar
O iki zümrüde.
Sonra bir umut doğar içine.
Belki bu değersiz yaşamına
Bir erdem katabilir
Eğer dost olabilirse Şahin’le:
—Merhaba
—Merhaba, böyle güzel bir günde,
Neden buradasın,
Soğuk ve ıssız bir dağ zirvesinde.
Hem sen bir serçe değil misin?
—Biliyorum ait değilim buraya
Ama görmeliydim seni,
Yüceliğini.
Öğret bana!
Şahin sorar sakince:
—Ne öğretebilirim sana?
Benim bilgim de ne eksiktir
Ne fazla.
Kimseden daha çok bildiğimi söyleyemem.
—Bana şahin olmayı öğret
Güçlü olmayı senin gibi.
Tertemiz bir ruhun üzerine kurulmuş
Muhteşem bir zekânın temsilcisidir Şahin, bilgece:
—Herkim kendini reddetmezse
Ve barışırsa içindeki ruhla
O kişi güçlüdür, çok güçlü.
Yeryüzünde her serçenin bir şahin kadar
Değeri vardır.
Her şahinin de bir serçe kadar.
Tanrı eşit yaratır herkesi,
Farklı kılar sadece görevlerini.
Sen serçeyken güzelsin
Bilmelisin kendini.
Serçe büyülenmiş gibi bakar Şahin’e
Serçeliğinden utandığı günler gelir aklına.
O zamanlar
Bakıp bakıp kanatlarına
Ne kadar güçsüz olduklarını düşünürdü.
Hayal ederdi uzak diyarları
Yüksek zirveleri.
Tanrı’nın onu artıklardan oluşturduğunu
Düşünürdü bazen de.
Ama şimdi duyunca Şahin’in
Erdemli sözlerini
Anlar kendisinin de bir önemi olduğunu
Hayran olur Şahin’in güzelliğine
Ve bilgeliğine.
Bir şahin olamıyorsa da
Karar verir serçelerin en iyisi olmaya.
Böylece o gün
Sarsılmaz ve ebedi bir dostluğun,
Bir kardeşliğin
Tohumları serpilir yeryüzüne.
Her ne zaman ben
Utansam serçeliğimden.
Seni düşünür
Ruhumu yüceltirim.
İyi ki varsın canım KARDEŞİM.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder