4 Aralık 2009 Cuma
TÜRKÇE SÖYLEYEN: CAN YÜCEL
Atatürk'ümün var ettiği bu güzel ülkeye, eğitim ve kültür alanında nice hazineler bırakmış, Milli Eğitim Bakanı ve Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi Hasan Ali Yücel'in oğlu Can Yücel, babasının bıraktığı yerden devam eder bu kültür adamlığına.
Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi ve Cambridge'te dilbilimi üzerine eğitim gören Can Baba; uzun süre Paris ve İngiltere’de yaşar, Londra’da BBC Türkçe Yayınlar Servisi’nde spiker(bu sözümü duysa bana ne söverdi kim bilir) olarak çalışır, sonra tası tarağı toplayıp memleketine döner. Bodrum ve Marmaris’te turist rehberliği yapar. Bir süre İstanbul'da yaşadıktan sonra, ömrünün sonuna kadar kalacağı ve ismi Can Babayla bir anılacak olan Muğla'nın Datça kasabasına yerleşir. Sonra, yüreğinde hep en başta duran şiire tüm yüreğini, yaşamını verir. Ama ne şiir; isyanın, düşünmenin, aşkın ta kendisi...
Birçok dili beşik dili gibi bilen Can Baba, çeviriyle de uğraşır. Datça'da geçimini böyle sağlar bir nevi. Ağırlıklı şiir ve oyun çevirisi olmak üzere, birçok alanda çeviri yapar. Che'den ve Mao'dan yaptığı çeviriler yüzünden 12 Mart 1971’deki askerî müdahale sonrasında 15 yıla hüküm giyer ve 1974 yılında ilan edilen genel affa kadar, Adana Cezaevi’nde tutuklu kalır.
Kendi deyimiyle çevirmeyen, Türkçe söyleyen Can Baba, çeviri yaparken Türkçemizin, çeviri yapılan kaynak dilin altında ezilmesini istemez ve eserleri Türkçe nasıl daha güzel söylenebilirin peşinden koşarak bizim edebiyatımızın bir parçasına dönüştürür, bize çevirir handiyse…
Şiirin topraklarını karış karış bilen bu şarabi dilmaç, elbet hak görecektir kendine, dilden dile serbestçe dolaşmayı...
O olmasa Shakespeare, 66. Sone'sinde, dönüp bize,
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
Veyahut Hamlet,
Bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin!
Veyahut Whitman,
OY REİS! KOCA REİS!
Yahut Baudelaire,
Örenimin üstünde fırdönün gönlünüzce!
diyebilir miydi…
Can Baba gitti; bana da Can'dan çeviriler okumak kaldı.
Türkçe söylediği eserler:
1992 / Define Adası (R. L. Stevenson)
1992 / Hamlet (W. Shakespeare)
1992 / Oliver Twist (C. Dickens)
1991 / Fırtına (W. Shakespeare)
1991 / Kar Kokusu (C. M. Schulz)
1988 / Batı Yakasının Hikâyesi (A. Laurents)
1983 / Don Cristobita ile Dona Rosita (F. G. Lorca)
1982 / Şvayk Hitler’e Karşı (B. Brecht)
1981 / Bahar Noktası (W. Shakespeare)
1977 / Yeni Başlayanlar İçin Marks (yazan ve çizen Rius)
1972 / Saloz’un Mavalı (P. Weiss)
1968 / Siyah İktidar (S. Carmichael)
1967 / Gerilla Harbi (Mao Tse Tung)
1967 / Küba’da Sosyalizm ve İnsan (E. Che Guevara)
1967 / Lenin Petrograd’da (E. Wilson)
1964 / Muhteşem Gatsby (S. Fitzgerald)
1964 / Sırça Kümes (T. Williams)
1959 / Lord Stradford’un Türkiye Hatıraları (S. Lane-Poole)
1958 / Ann Frank’ın Hatıra Defteri (A. Frank)
1957 / Her Boydan (Dünya şiirinden)
1956 / Yeni Türkiye: Bir Garp Devleti (G. Duhamel)
1953 / Hatırladıklarım (E. Roosevelt)
Başka Kaynaklar: “TÜRKÇE SÖYLEYEN” CAN YÜCEL, Can Yücel’in Shakespeare Çevirilerinde “sadakat.”
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder