29 Haziran 2011 Çarşamba

The Raw Shark Texts ( Köpekbalığı Metinleri ) - Steven Hall


steven hall'un muhteşem romanı. köpekbalığı metinleri adıyla ve aylin ülçer'in kusursuz çevirisiyle türkçe'de.
hafızasını yitiren bir adam, kavramsal köpekbalıkları, kendini kopyalamayı başaran bir adam, şifreler, ampüller vs. merak ettiyseniz mutlaka okumalısınız. çok şaşırtıcı ve çok akıcı. 520 sayfa nasıl geçiyor gözlerinizin önünden, anlamıyorsunuz. tabi bunda o kusursuz çevirinin de devasa bir payı var. kitabı sevmeseniz bile çevirisi tadından yenmez.

kitabın isminde psikiyatrideki o ünlü mürekkep testleriyle ilintili bir sözcük oyunu var:
the rorschach tests*
the raw shark texts

steven hall neden kitabının ismini böyle bir sözcük oyunu üzerine kurduğunu anlatırken kitabın nasıl bir kitap olduğunu da ortaya koyuyor aslında:
http://www.youtube.com/watch?v=qjtkekqmqce&nr=1

istiyor ki rorschach mürekkep testine bakanların her biri nasıl farklı, belki de görmek istedikleri şeyler görüyorlarsa kitabını okuyan her okur da onu farklı bir kitap olarak algılasın:
aşk romanlarını seven bu kitapta bir aşk romanı bulsun; gerilim isteyen gerilim, macera isteyen macera, bulmaca isteyen bulmaca, bilimkurgu isteyen bilimkurgu bulsun. öyle de oluyor: kitap okuyana çok acıklı bir aşk hikayesi, bir adamın bambaşka bir ölüme karşı umutsuz mücadelesini, müthiş bir bilimkurgu öyküsü ve kitabı elinizden bırakmanıza izin vermeyen bir gerilim ve macera harmanı sunuyor. tüm bu parçaları birbirine öylesine ustaca bağlıyor ki hiçbiri eğreti durmuyor.

söylenecek her söz kitabın gizemine bir balta vuracak olsa da biraz ağzınıza bal çalmazsak olmayacak:
hikaye birinci tekil şahısla eric sanderson'ın ağzından anlatılıyor. eric (sonradan kendi evi olduğunu öğreneceği) bir evin yatak odasında yerde uyandığında orasının neresi olduğunu ve kendisinin kim olduğunu hatırlamıyor. neden orada olduğunu anlamaya çalışırken telefonun yanında bir zarf buluyor, üzerinde "bu mektup sana hemen şimdi aç" yazıyor. zarfı açtığında karşısına çıkan mektup şöyle:

"eric,
her şeyden önce, sakin ol.
şu anda bunu okuyorsan ben burada değilim demektir. ahizeyi kaldır ve 1 tuşuna kayıtlı numarayı ara. telefona çıkan kadına eric sanderson olduğunu söyle. kadın bir doktordur ve adı da randle’dır. doktor randle durumu hemen anlayacak ve seni derhal kabul edecektir. anahtarları al ve sarı cipi doktor randle’ın evine sür. daha bulmadıysan diye söylüyorum, zarfın içinde bir kroki var. evi buraya fazla uzak değil ve bulması da oldukça kolay.
doktor randle bütün sorularını cevaplayacaktır. yalnız hiç vakit kaybetmeden gitmen gerekir. başlangıç karesini atlama. araştırma yapmaya kalkışma. kasadan 200 £ alma.
evin anahtarlarını basamakların sonunda, tırabzandaki çivide bulacaksın. yanına almayı unutma.
pişmanlık ve aynı zamanda umutla,
ilk eric sanderson."

çeviri şaheseri: aylin ülçer'in elleri dert görmesin.
bu çeviri üniversitelerin çeviri bölümlerinde okutulmalı, bir kurgu eser türkçe'ye nasıl çevrilir gösterilmeli böylece.
öyle güzel ki aylin ülçer'in köpekbalığı metinleri, insan bazen kitabın hayret verici olaylarına değil de çeviride kullanılan biçim ve sözcük seçimlerine hayran kaldığını farkediyor. özellikle belirteç çevirilerindeki olağanüstü seçimler insanı mutluluktan uçuruyor, daha evvel hiç bir çeviri eserde görmediğim tercihler bunlar.
ve yerelleştirmeler: türk kültürüne ait deyimler, atasözleri, ifadeler çeviride öylesine yerli yerinde kullanılmış ki insan zevkten dört köşe kitabın içine dalıyor. burada tabi can yücel yerelleştirmesinden bahsetmiyorum, neredeyse türkçe yazılmış gibi çevirmemiş aylin hanım, okumayı kolaylaştırıcı ama metnin aslına halel getirmeyen kusursuz türkçe dokunuşlar yapmış. hele ki kitaptaki çiftin birbirleriyle şakalaştıkları yerler, insanın içini ısıtan bir türkçe ile çevrilmiş. muazzam, muhteşem, kusursuz. ben hayran hayran okudum ve zaman zaman da açıp okuyacağım bu değerli çeviriyi.
abarttığım düşünülebilir ama az çok iyi bir okur olduğunu düşünen bu ademoğlu hayatında böyle tatlı bir çeviriyi ya iki ya üç kez okumuştur vesselam.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder